TAYSAD Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği’nin düzenlediği toplantıya katılan Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, sanayicilerin sorunlarını ve görüşlerini dinledi; soruları tek tek yanıtladı.
TAYSAD Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği’nin düzenlediği toplantıya katılan Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, sanayicilerin sorunlarını ve görüşlerini dinledi; soruları tek tek yanıtladı.
Ergün, sanayicilerle yaptığı toplantıda tüm sektörlerde yerli katkı oranını artıracak bazı tedbirlerin alınacağını ve özellikle girdi tedarik stratejisi için ciddi bir çalışmanın da devam ettiğini söyledi.
Türkiye'de yapılabilecek, yapılan ürünlerin; sınırsız, ölçüsüz, serbestçe, ithalat yoluyla getirilmesinin, piyasa ekonomi koşulları içinde herkesin rahatça gerçekleştirdiği bir şey olmadığını ifade eden Ergün, bir çok ülkenin gerektiğinde kendi sanayisiyle ilgili koruyucu önlemler aldığını, kendilerinin de bu yönde bazı adımları atabileceklerini dile getirdi.
Ergün, yerli otomobil üretilmesi konusundaki gelişmelere de işaret ederek, 'Yerli otomobil yapalım diyoruz. Yerli katkı oranı yüksek, markası ve tasarımı bize ait olan otomobil... En küçük cıvatası bile bizim, kimseden bir tek parça almadığımız otomobili kastetmiyoruz. Böyle bir dünya yok zaten. Artık dünyada melez bir ekonomi var' diye konuştu.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat ERGÜN
Önemsedikleri bir başka konunun ise rekabet öncesi işbirlikleri olduğunu dile getiren Ergün, şöyle devam etti:
'Şimdiye kadar önümüze destekleyebileceğimiz rekabet öncesi işbirliği projesi gelmedi. Sanayicimiz rekabet öncesi işbirliğine açık değil. Herkes bazı şeyleri saklayıp, elde edip, ondan sonra rekabete yönelmek istiyor. Halbuki rekabet öncesi işbirliği yapan dev firmalar var. Büyük firmalar bile rekabet öncesi işbirliği yapıyor, bir teknolojiyi birlikte geliştiriyor, sonra onu herkes kendi ürününde, farklı konseptte kullanıyor. Sahayı birlikte yapalım, iyi oynayan kazansın. Böyle olmazsa birlikte büyüyemeyiz.'
Türkiye'nin iddialı bir ülke olduğunu ve küresel aktör olma yolunda ilerlediğini vurgulayan Ergün, bu ilerlemenin yalnızca siyasal bir ilerleme olmadığını dile getirdi. Türkiye'nin dünyada ilgi görmesinin, siyasetçilerin ve politikalarının ilgi görmesiyle sınırlı olmaması gerektiğini ifade eden Ergün, Türkiye'nin iş adamları, ürünleri, firmalarıyla ilgi görüyorsa bunun doğru bir anlam ifade edeceğini kaydetti.
Küresel firmaları olmayan ülkelerin, küresel siyasi ve ekonomik güç olma şansının bulunmadığını vurgulayan Ergün, firmaların küresel birer aktör haline gelmesini de desteklemek mecburiyetinde olduklarını söyledi.
Almanya'nın nüfus artış hızının eksiye düştüğüne dikkati çeken Ergün, bir çok aile şirketinin, yaklaşık 300 bin işletmenin sadece mirasçısı olmadığı için kapanma ve satılma riskiyle karşı karşıya olduğuna işaret etti.
Ergün, bu firmaların önemli bölümünün KOBİ, yüksek katma değer, ileri teknolojili üretim yapan firmalar olduğuna vurgulayarak, Türk firmaların, işletmecilerin bunu yakından takip etmesini isteyerek, orada ortaklıklar kurma, firma satın alma, bazı üretimleri orada gerçekleştirme gibi konuların önemsenmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye'nin artık orta ve uzun vadeli planlar yapabilen, strateji geliştirebilen bir ülke olduğunu dile getiren Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, 'Türkiye, dünyaya stratejik bir şekilde bakamıyordu. İstikrar ve güven ortamı olmadığı için günü birlik, günü kurtarmaya bakıyordu. Türkiye, ancak siyasi, ekonomik istikrarı sağlayıp, makro ekonomik dengelerin kurulması ve güven ortamının sağlanmasıyla birlikte stratejik bakmaya, orta ve uzun vadeli hedefler koymaya başladı' şeklinde konuştu.
Dış ticareti geliştirmek için vizelerin kaldırılması gibi bir dizi çalışmayı gerçekleştirdiklerini söyleyen Ergün, "Son yıllarda bir çok ülkeyle serbest ticaret anlaşması ve ikili anlaşmaları yoğunlaştırdık. Diplomatik ilişki kurmadığımız birçok ülke ile de diplomatik ilişki kurduk. Mesela Fransa, Afrika’da büyükelçiliklerini kapatıyor. Biz ise 15’e yakın büyükelçilik açtık" dedi. Ergün, açılan yeni elçiliklerin Türkiye’nin dış ticaretini "nasıl geliştirebiliriz" düşüncesiyle çalıştığını aktardı.
TAYSAD Başkanı Celal KAYA
TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Celal Kaya ise kriz döneminden sonra sanayinin süratle yeni fırsatları değerlendirerek hükümet tarafından alınan önlemler ile toparlanma sürecine girdiğini bildirdi.
Özellikle 2010 yılının 2. yarısından itibaren gerek üretimin gerek ihracatın arttığını söyleyen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Üretim ve ihracattaki bu artışlar olumlu seyretmekte iken karlılığımız maalesef aynı doğrultuda ilerlememiştir. Sanayimizde özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz yeni projelerde yer alabilmek için karlılıklarından ödün vermek durumunda kalmışlardır. Bu durum da yan sanayimizin yeni yatırım yapma ivmesini düşürmüştür. Böylesine zor bir dönemde sanayimizin geleceğinde çok önemli rol oynayacağını düşündüğümüz Ar-Ge konusunda Sanayi ve Ticaret Bakanlığımızın yönetiminde devreye alınan teşvikler bizlere çok büyük destek sağlamıştır. Firmalarımızın gerek mühendis istihdamı gerekse de AR-GE faaliyetlerini artırması, bunun sonucu olarak da küresel projelerde yer almasını kolaylaştırmıştır.'
Celal Kaya, bugün itibariyle 22 yan sanayi, 11 ana sanayi firması olmak üzere toplam 33 işletmenin Ar-Ge Merkezi ünvanı aldığını ifade ederek, bu merkezlerde çalışan mühendis sayısının 5 bin kişiyi aştığını vurguladı.
Yıl sonuna kadar Ar-Ge merkezi olan yan sanayi firması hedeflerinin 30 olduğunu anlatan Kaya, 'Yıl sonunda hedefimizi aşacağız. 2012 yılı için ise hedefimiz 50 firmaya ulaşmaktır. Yapılan Ar-Ge projeleri için de firmalarımız TÜBİTAK ve Santez Proje desteklerinden yararlanmakta, sanayi-üniversite işbirliğine yeni bir boyut kazandırılmaktadır. Hala eksik olduğumuz patent ve faydalı model alma konusunda da Bakanlığımızın çalışmaları olduğunu biliyor, bu desteklerin de bir an önce devreye alınmasını rica ediyoruz' diye konuştu.
Kaya, kısa bir süre önce Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün'ün Sanayi Strateji Planı'nı, Otomotiv Sektörü Strateji Planı'nı ve KOBİ Strateji Planı'nı açıkladığını belirterek 'Sayın Bakanımızın bizzat kişisel desteği ile ilk defa sektörümüz için Strateji ve Eylem Planı hazırlandı' dedi.
Sanayinin kısa ve orta vadedeki ihtiyaçlarını içeren bu planın bir an önce hayata geçirilmesinin kendileri için çok önemli olduğunu söyleyen Kaya, şöyle devam etti:
'Sanayimizin geleceğinde etkin rol oynayacağını düşündüğümüz bu başarılı çalışmaların yanı sıra alt yapı yatırımlarımız için de yeni kararlar alındı. Test pisti ve rüzgar tüneli yatırımları için TSE çalışmaları devam etmektedir. Sanayimiz bu konuda da işbirliğine hazırdır. Türk otomotiv yan sanayisi kaliteli üretimi, rekabetçi yapısı ve son dönemdeki artan Ar-Ge yatırımları ile küresel pazarlarda adından daha sık söz edilir bir konuma gelmeyi ve marka olmayı başardı.'
Hedeflerinin büyük ve ciddi olduğuna dikkat çeken Kaya, sözlerini şöyle tamamladı:
'2023 yılında gerek üretim gerekse de ihracat için ulaşmayı hedeflediğimiz adetler ve değerler için çalışmalarımızı ve yatırımlarımızı aralıksız devam ettirmeliyiz. Yan sanayimiz küresel olmayı hedeflemeli ve bu yolda ilerlemelidir. Ancak salt bu yaklaşım yeterli olmayacaktır. Bir yandan da ülkemize yeni yatırımları çekmeye devam etmeliyiz. Son dönemde yine gündemde olan BMW, VW, PSA, Nissan gibi küresel ana sanayi firmalarının yatırımlarını ülkemize yönlendirmeleri için her zamanki yakın desteğinizi ve ilginizi bekliyoruz. Sanayimizin daha da gelişebilmesi, müşteri portföyünü geliştirebilmesi için bu yatırımlara ihtiyacımız olduğu muhakkaktır."
TAYSAD Başkanı Celal Kaya, İstanbul – Gebze – İzmir otoyol inşaatında kullanılacak olan kamyon, çekici, iş makinası, kompresör ve ulaşım araçlarında, Türk malı araçların kullanılması konusunda Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’den desteğini talep etti.
Toplantıda söz alan sanayiciler ise şu konulara değindi:
*Serbest Ticaret Anlaşmalarında Türkiye’nin alehine olan konularda aksiyonda bulunulması ve AB’nin bu konuda Türkiye’yi de kapsayacak şekilde anlaşmaları yönlendirmesi
*Piyasa gözetim denetim çalışmalarının yoğunlaştırılması
*Öngörülen yeni yatırımlarda D ve E segmentinde (orta ve üst lüks) araç üretiminin talep edilmesi (Şu anda ülkemize ithal edilen araçların %60’ı bu sınıftadır)
*Ar-Ge projelerinde odak proje yaratılması (örneğin batarya teknolojisi)
*Yurtdışı şirket satınalma ve yurtdışı yatırımlarda destek verilmesi
*Yerli kalıp sanayinin geliştirilmesi ve desteklenmesi
*KOSGEB destelerinin firmaların yarattıkları yerli katma değer,istihdam, kayıt içilik gibi kriterlere göre kategorize edilerek verilmesi
*Vagon projelerinde yerli alımın artırılması
*Yeni köprü, otoyol ve raylı sistem projelerinde yerli üretimin tercih edilmesi
Toplantıda, TAYSAD Başkanı Celal Kaya otomotiv sanayisine katkılarından dolayı Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’e teşekkür plaketi sundu.