Alman Ticaret Odası’nın da katkılarıyla biri Hannover Fuarı’nda, diğeri ise Stuttgart’ta düzenlenen toplantılarda, sektörün üst düzey temsilcileri bir araya geldi. TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kanca gerçekleştirilen toplantılarla ilgili olarak; “Bu buluşmalar Türk ve Alman şirketlerinin birbirini daha iyi tanımaları ve tecrübelerini birbirleri ile paylaşmaları açısından çok önemli idi. Ayrıca iki ülke arasındaki otomotiv sektöründeki mevcut ekonomik ilişkilerden yola çıkarak, bu tür toplantıların iki ülke arasındaki ilişkilerin kalıcı bir şekilde derinleşmesine katkı yapacağına da inanıyoruz” açıklamasında bulundu. TAYSAD Başkanı Alper Kanca ayrıca yaptıkları bu toplantılar sonrasında Alman kamuoyunda Türk otomotiv sanayisinin geneli hakkında farkındalık yaratan bir lobi faaliyeti yaptıklarını da belirterek sivil toplum kuruluşlarının da üstlerine düşen görevi yaparak ülkemizi yurt dışında anlatmanın ve tanıtmanın önemine dikkat çekti.
Kuruluşunun ardından 40 yılı geride bırakan ve 400’ü aşkın üyesiyle otomotiv tedarik sanayi sektörünün tek temsilcisi olan Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD), Türk-Alman iş birliğinin boyutlarını daha ileri bir noktaya taşımak amacıyla Almanya’da iki ayrı yuvarlak masa toplantısı düzenledi. İki ülkenin mevcut iş birliğini daha da güçlendirmek adına Almanya’da üst düzey yöneticilerin katılımıyla gerçekleştirilen iki yuvarlak masa toplantısında, Türk otomotiv sektörünün güvenirliğine ve yenilikçiliğine vurgu yapıldı. Toplantılara her iki ülkeden sektör temsilcileri, otomotiv sanayii üreticileri ve tedarikçilerinin yanı sıra, medya mensupları da katılarak otomotivde Türk-Alman ilişkilerine yönelik görüş alışverişinde bulundu. Türk otomotiv sektörü ile iş tecrübesi olan Alman firma temsilcileri, toplantı aracılığıyla sektör temsilcilerinden bilgi aldı. Türkiye ile iş tecrübesi olmayan Alman otomotiv firmaları da tecrübe sahibi olan Alman firmaların tecrübelerinden yararlanma fırsatı buldu. TAYSAD Başkanı Alper Kanca ayrıca yaptıkları bu toplantılar sonrasında Alman kamuoyunda Türk otomotiv sanayisinin geneli hakkında farkındalık yaratan bir lobi faaliyeti yaptıklarını da belirterek sivil toplum kuruluşlarının da üstlerine düşen görevi yaparak ülkemizi yurt dışında anlatmanın ve tanıtmanın önemine dikkat çekti.
Türk otomotiv üreticileri ve tedarikçilerinin en büyük pazarları olan ve bu yıl 5 milyar doları aşan bir ihracat hedefledikleri Almanya’nın, aynı zamanda en önemli partnerlerinden birisi konumunda olduğuna dikkat çeken TAYSAD Başkanı Alper Kanca, bu toplantılarında Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği içinde olması ve coğrafi konumunun hem Doğu hem Batı hem de Afrika pazarlarına açılmada önemli avantaj sunmasının ülkeyi yatırımcılar için önemli bir cazibe merkezi haline getirdiğine dikkat çektiklerini belirtti.
“Yüksek motivasyon, düşük maliyet”
Çok önemli bir Alman tedarik firmasının en üst düzey yetkilisi ise bu toplantılardan birinde Türkiye’de birlikte çalıştıkları otomotiv firmalarının olumlu yönlerine vurgu yaparak; “Türkiye’deki ekonomik ortamdan gayet memnunuz. Sektörde çalışanların yüksek motivasyonu, güvenirliği, yenilikçiliği ve ülkede genel olarak üretim maliyetlerinin düşüklüğü bizim için önemli etkenler” açıklamasında bulundu.
Yapılan görüşmelerde ortaya çıkan eğilim, TAYSAD’ın Alman otomotiv sektöründe çalışan üst düzey yöneticilerine yönelik yaptığı algı araştırmasındaki bulguları teyit etti. Türkiye ile iş tecrübesi olmayan Alman sektör temsilcileri ile tecrübesi olanların Türkiye’ye bakışında ciddi bir farklılık ortaya çıktı. Araştırmada Türkiye ile iş tecrübesi olmayanların sadece yüzde 43’ne göre Türkiye’deki otomotiv tedarikçileri güvenilir konumda. Somut iş tecrübesi olan Alman sektör temsilcilerinin yaklaşık yüzde 80’ne göre ise Türk tedarikçileri güvenilir firmalardan oluşuyor.
Otomotiv sektörü kalkınmanın ve yeniliğin motoru konumunda!
Türk otomotiv ana ve tedarik sanayinde 250 bin kişi çalışıyor. Sektörde çalışanlar sadece üretim yetenekleriyle öne çıkan meslek sahibi tecrübeli profesyonel kadro, aynı zamanda tasarım ve ürün geliştirme kabiliyetleriyle de göze çarpıyor. Hâlihazırda sektörde çalışanların yüzde 20’si lisans ve veya lisansüstü eğitime sahip tecrübeli elemanlardan oluşuyor. Bu eğitim seviyesinin yüksekliği sektörde AR-GE potansiyelinin yükselmesine de yansıyor. Otomotiv sektörüne yönelik AR-GE yapan kurumların sayısı son yıllarda giderek artıyor. Güncel olarak Türkiye’de bu anlamda 157 AR-GE merkezi bulunuyor.