TAYSAD Almanya Temsilcisi Ahmet Yılmaz’ın, Alman “Ost-West Contact“ dergisinde yayınlanan makalesi aşağıda mevcuttur.
TAYSAD Almanya Temsilcisi Ahmet Yılmaz’ın, Alman “Ost-West Contact“ dergisinde yayınlanan makalesi aşağıda mevcuttur.
Makalenin Almanca orjinali için ' Tıklayın '
A’dan Z’ye Türk Otomobili
Otomotiv sanayi: Türkiye kendi otomobil markasını üretmenin planları yapmakta/ Yan sanayi oluşturuldu bile
Türkiye’nin küresel otomotiv sektöründeki ekonomik önemi giderek artmakta. Halihazırda 17 uluslararası OEM’in yanı sıra uluslararası arenada en üst düzeyde imalat yapan 20 yan sanayi tedarikçinin 17’si ürünlerini Türkiye’de üretiyor. Türkiye dünya motorlu taşıt üretiminde şu anda 15., ticari araç üretimindeyse dokuzuncu sırada bulunmakta. Türk ekonomisi ve siyaseti, kendilerine iddialı bir hedef koymuş durumda: 2020 yılında Türkiye küresel otomotiv sanayinden yüzde üçlük bir pay kapmak istiyor.
Otomobil üretimi olsa da Türkiye’nin kendi markası yok. Bursa’daki Tofaş da Fiat üretimi.
Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz sene Türk Sanayici ve İşadamları Derneği TÜSİAD’ın yıllık kongresinde yaptığı konuşmasında, bir Türk otomobili üretmenin zamanı geldiğini dile getirdi. Sanayiciler başbakanın bu çağrısı doğrultusunda, böyle bir projenin gerçekleştirilebilirliği üzerine bir çalışma yapmak üzere Otomotiv Sanayi Derneği’ni (OSD) görevlendirdi.
Türk otomobil markası
Söz konusu çalışma tamamlandı. Buna göre planlaması, modellemesi ve üretimi A’dan Z’ye Türkiye’de gerçekleştirilecek bir otomobil, 2,5 milyar avroluk bir yatırım gerektiriyor. B ve C segmentlerine yerleştirilecek otomobiller üretmesi planlanan bu marka altında toplam üç ya da dört model piyasaya sürülecek. Otomobillerin fiyatlarının 20 ile 25 bin lira arasında yer alacağı düşünülüyor. Yaklaşık 200 binlik yıllık üretim başta iç pazara yönelik olacak, ancak yapılan çalışmaya göre, ardından ihracata da geçilecek. Ortadoğu’da ve Orta Asya’daki Türki Cumhuriyetlerde buna uygun bir talebin olduğu umut edilmekte.
Bu iddialı projenin gerçekten de uygulanabilir olup olmadığı sorusu, en azından hâlihazırda uluslararası OEM’lerle joint venture yapmış çok sayıda sanayici tarafından olumlu yanıtlanıyor. Bunun ötesinde en büyük ve tanınmış otomobil üreticilerinden olan Koç Grubu (FIAT, Peugeot, Ford), Türkiye için bir otomobil markasının yaratılmasına ilişkin partnerleriyle görüşmeler yürütüyor.
Lastikten aküye kadar
Bu hedef doğrultusunda ilerlerken katma değer zincirinin tamamı Türkiye içinde mi üretilecek, yoksa amaç sadece bir Türk markası mı yaratmak? Sorunun yanıtı yan sanayide gizli. Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Celal Kaya’ya göre “TAYSAD hazır ve bir Türk otomobil markasının hayata geçirilmesi için gerekli her türlü adımı atacak durumda.” Zira Türkiyeli yan sanayiciler, uluslararası markalar için hâlihazırda imalat yapmakta ve lastikten aküye, otomobil camından sürücü mahaline kadar katma değer zincirinin geniş bir yelpazesini kapsamakta. Aynı zamanda üretim tesislerinde tasarım, geliştirme ve imalata kadar her işi üstlenebiliyorlar.
Türkiye’de otomobil üretiminin gelişimi
Adet |
2010 |
2011* |
Binek otomobil |
600.000 |
700.000 |
Transporter |
400.000 |
550.000 |
Kamyon |
30.000 |
25.000 |
Traktör |
15.000 |
25.000 |
Toplam |
1.045.000 |
1.325.000 |
Kaynak: OSD, kendi hesaplamalarından
Türk hükümeti ve sektördeki şirketler yeni yatırımcılara da açık, zira bir Türk otomobil markasının yaratılabilmesi için, başta motor, büyük gövde presleri ve boyahane alanlarında olmak üzere daha çok yatırım yapılması gerekiyor. Bunun ötesinde Türkiye’nin, model geliştirmek için araştırma ve geliştirme alanlarında da desteğe ihtiyacı var. Tıpkı diğer devlet teşvik ve sübvansiyonlarında olduğu gibi, yatırımcının yurtiçinden mi, yurtdışından mı geldiği önemli değil, herkes eşit haklara sahip.
Alman şirketleri için iş olanakları
Sadece yeni otomobil projesi nedeniyle değil, giderek artan üretim rakamları ve yükselen talep yüzünden de Türk otomotiv ve yan sanayi ciddi yatırımlara gereksinim duyuyor. Yurtiçi talep son derece yüksek: Şu anda Türkiye’de 1000 kişiye toplam 135 araç düşüyor. Bu rakam aslında ülkenin sahip olduğu büyük potansiyeli de gözler önüne sermekte. Üst sınırı açık bu gelişmeye koşut olarak otomobil talebi hız kesmeden artmaya devam ediyor. İmalat sanayinin kapasite yoğunluğu günümüzde yüzde 76 seviyesinde. Yan sanayi ürünlerine olan talep artıyor. Nitekim bu alan, Alman şirketler için kârlı iş imkânları oluşturabilir. Orta ve uzun vadeli potansiyel düşünüldüğünde joint venture’ların oluşturulması ya da işbirliklerinin kurulması gibi farklı iş imkânları hakkında da ciddi ciddi düşünmek gerekir.