26 Temmuz 2011 tarihinde gerçekleşen ziyarete TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Celal Kaya,TOBB Yan Sanayi Meclis Başkanı Ahmet Bayraktar, TOSB Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Çiftçi, TAYSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Dr.Mehmet Dudaroğlu, TAYSAD Yönetim Kurulu üyeleri Mustafa Zaim, Gökhan Tunçdöken, Alper Kanca, Neslihan Küçükoğlu, Aptullah Saner, M.Ufuk Yarlı ve Genel Sekreter Özlem Gülşen Arkan katıldı.

 

Celal Kaya yeni görevin ve hükümetin başarılı ve hayırlı olmasını temenni ederek başladığı sözlerine şu şekilde devam etti : “ Sektörümüzün makro düzeydeki iyileştirmeye açık alanlarını arz etmek üzere buradayız. Öncelikli olarak sektör strateji planındaki aksiyonlar için komitelerin kurulmasını bekliyoruz. Bu konudaki ilk toplantının 2 Ağustos tarihinde yapılacağını memnuniyetle öğrendik. Gerek TAYSAD yönetimi gerekse de üyelerimiz bu konuda çalışmaya ve her türlü desteği sağlamaya hazırdır. Bizleri heyecanlandıran bir diğer konu da TSE tarafından yatırımı yapılacak olan test pistidir. Sizin de desteğiniz ile test pistinin Kocaeli bölgemizde olmasını arzu ediyoruz. Rüzgar tüneli yatırımını da bekliyoruz. Ayrıca, rüzgar tüneli ve çarpma testleri yatırımlarının da aynı dönemde yapılmasını bekliyoruz. Bu yatırımın yan sanayimizin ağırlıklı olduğu Kocaeli bölgemizde olması halinde daha verimli sonuçlar elde edileceğini düşünüyoruz. Yapılacak bu yatırımlar yerlilik oranına da doğrudan olumlu katkıda bulunacaktır. Binlerce kilometre giderek yüksek maliyetlerle yurtdışında test edilen araçlarmız artık ülkemizde test edilebilecek, hem zamandan hem de maliyetten tasarruf sağlanacaktır. Sizin nezdinizde bakanlığınıza bugüne dek sanayimize verdiğiniz katkılardan dolayı TAYSAD yönetimi ve üyelerimiz adına bir kez daha teşekkür ederim”.

 

 

 

Nihat Ergün ise yaptığı konuşmasında şu konulara değindi :” 20 milyar USD ihracat, 20 milyar USD ithalat olmak üzere 40 milyar USD ticaret hacmi olan bir sektörden bahsediyoruz. Otomotiv sektörü çok iyi bir noktaya geldi. Insanların satınalma gücü, araç sahibi olma isteği, seyahat etme arzuları günden güne artıyor; bu durum doğrudan otomotiv sektörünü olumlu etkiliyor. Ancak satışlarda ithal araç yoğunluğunu görüyoruz. Bunun en önemli nedeni Türkiye’de bu hızlı değişime ayak uyduracak modellerin üretiminin ülkemizde olmamasıdır. Yeni marka ve model üretimi olmadığı için de tüketici ithal araca yöneldi. Tüketicinin talebine cevap verecek yeni modeller üretmeliyiz. Türkiye’de satışı iyi olan markaların Türkiye’de üretmesi gerekir. Ayrıca Türk malı bir aracın da üretilmesi gerekir. Bunu sanayimize güvenerek söylüyoruz. Bu konuda başarılı olabilecek durumdayız. Yeni yatırımlar için de sektörleri artık il bazında değil havza bazında düşünmemiz gerekir. Bursa, Kocaeli, Sakarya otomotiv konusunda doğal bir kümelenme havzası olmuştur. Bu havzayı otomotivin Detroit’i gibi değerlendirmek gerekir. Otomotiv sektörünün Türkiye’de de dünyada da geleceği parlak. Yeni teknolojilerin hayata geçirilmeye çalışıldığı, elektrikli araçlara doğru geçişin hızlanacağı bir dönemde avantajlı konuma sahibiz. Bu değişim sürecini Türk otomotiv sektörü iyi değerlendirmelidir. En önemli destek unsuru yan sanayidir. Sektör belli hedefler doğrultusunda birlikte hareket edebilmelidir. Ancak bu durum sadece iyi günlerde değil kötü günlerde de, kriz dönemlerinde de böyle olmalıdır. Krizde tüm yük yan sanayinin üzerine bırakılmamalıdır. Biz önümüzdeki yıllarda olumlu gelişmelerin devam edeceğine inanıyoruz ve Türkiye’de satışı yüksek olan markaları burada üretime davet ediyoruz. Bu markaların başında Ford, VW ve Opel var. Yeni yatırımlar olmalı.”

 

Toplantıda ayrıca otomotiv sanayindeki son gelişmeler, rekabet, Ar-Ge yatırımları, TOSB’ndeki gelişim, TOSB içinde kurulacak üniversite, ithalat-iharacat dengesindeki kritik noktalar, kayıtdışı gibi önemli konular gündeme getirilerek karşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu.